Gaziantep, yalnızca yemekleri ve tarihiyle değil, insan hikâyeleriyle de içimizi ısıtan bir şehir. Bu şehirde mutluluk, her kadının hikâyesinde farklı bir şekil alır. Kimi için bir çift gözde saklıdır, kimi için çocuklarının gülüşünde. Gaziantep escort Fakat hepsinin kalbinde aşk, şehvet ve umutla örülü ince bir çizgi bulunur.

Gaziantep’te bir kadının mutluluk tanımı, çoğu zaman sabah kahvaltısında yapılan katmerle, akşam üstü gelen çayın buharıyla başlar. Fakat bu gündelik mutlulukların ötesinde, her kadının içinde taşıdığı ve nadiren dillendirdiği bir duygu daha vardır: aşk. Gaziantepli kadınlar aşkı öyle kolay kolay anlatmazlar. Onlar, duygularını gözlerinde, ellerinin titremesinde ya da bir çarşafın kenarına işlenen nakışta gösterirler. Sevdiğini dillendirmek değil, hissettirmek önemlidir burada.

Şehvet ise bu aşkın doğal bir uzantısıdır. Ancak Gaziantep’in geleneksel dokusu içinde, bu his çoğu zaman derinlemesine yaşanır ama dışa vurulmaz. Kadınlar için şehvet yalnızca fiziksel bir dürtü değil, aynı zamanda sevdiğine duyulan yoğun bir bağlılıktır. Elin eline değmesi, bakışların birbirine karışması; bu şehirde şehvetin en ince halidir.

Bir Gaziantepli kız büyürken, anneannesinden, halasından duyduğu sözlerle aşkı öğrenir. “Sev ama sabret,” denir ona. Çünkü burada duygular sabırla sınanır, zamanı geldiğinde ise bir volkan gibi patlayabilir. Kadınlar duygularını bastırmaz; onları işleyip sabırla içinde taşır. Bu da aşkın daha güçlü, daha kalıcı yaşanmasını sağlar.

Gaziantep’in kadınları, sevdikleriyle yan yana oturduklarında değil; onları özlediklerinde, beklediklerinde, susarak sevdiklerinde mutlu olurlar. Ve bu mutluluk, dışarıdan bakıldığında fark edilmese de, onların tüm hayatlarına yansır. Yüzlerinde taşıdıkları tebessümde, yaptıkları yemekteki özenlerinde, sevdiklerine uzattıkları bir lokma baklavada saklıdır bu duygu.

Aşk, şehvet ve mutluluk Gaziantep escort kadınının yaşamında birbirinden ayrı değildir. Bu üçü bir bütünün parçalarıdır ve o bütün, her kadının kendi hikâyesidir. Bu şehirde her kadın bir masaldır; bazen dillendirilmiş, bazen sadece yaşanmış…